Mesela Almanya neden Rusya ve ya Fransa'yı işgal ettiği günü coşkuyla kutlamaz? Amerikalılar uzaklardan gelip kızılderililere dünyayı dar ettiği savaşları neden mutlulukla yad etmez?
Dünya tarihinde -istisnalar hariç- bir milleti ve ya ülkeyi işgal etmekle sonuçlanan savaşlar pek rağbet görmez. Genelde ya bu savaşları sadece tarih kitaplarında sunarlar ya da mazisiyle barışmak adına bu savaşların yok etme/ortadan kaldırma sonucunu örten masum isimlerle anarlar. Toplumlar hükmettikleri toprak bütünlüğü dışında diplomatik olarak da mümkün olduğunca genişlemek için dünya karşısına elleri ve ayakkabıları temiz çıkmayı amaçlarlar. Bunun içinde yok etme/işgal gibi rahatsız sonuçlar oluşturan hamlelerini dünyanın gözüne sokarcasına kutlamayı ve ya anmayı pek makul bulmazlar.
Peki okuyan, araştıran ve bilgiye salisede ulaşan dünya halkları karşısında işgal/yok etme kartlarını kullanmadan bir devlet nasıl genişleyebilir ki? Bunun için seçilen yeni yöntem yutul mak istenen lokmanın kendi kendine dağılmasını beklemek. Bu çok uzun sürer değil mi; o halde birazcık müdahele kullanılabilir.
"Sömürgecilik" kavramı toprakların askerle korunma mecburiyetine karşın "yerinde yönetim" mantığıyla hayat bulmuş bir kavramdır. O bölgede bayrağınızın dalgalanmasına, askerinizin bulunmasına gerek kalmadan sizden binlerce kilometre uzaktaki kaynakları ülkenize akıtabilrisiniz. Peki o topraklardaki insanları buna nasıl ikna edeceksiniz?
*Öncelikle sizin tarafınızdan ömür boyu korunacağına, rahat ettirileceğine güvence vereceğiniz bir liderin o ülkeyi yönetmesine destek vereceksiniz. Bunun için o ülkedeki tüccarları teşvik etmeniz bile yeterli olabilir.
*Bu kişi halkın desteğini alıp iktidara geldiğinde kesin veriler üzerinden-saha anketi yada araştırmaları- toplumun hassas olduğu konulara yaklaşımıyla güven kazanır.
*Öncelikle sizin tarafınızdan ömür boyu korunacağına, rahat ettirileceğine güvence vereceğiniz bir liderin o ülkeyi yönetmesine destek vereceksiniz. Bunun için o ülkedeki tüccarları teşvik etmeniz bile yeterli olabilir.
*Bu kişi halkın desteğini alıp iktidara geldiğinde kesin veriler üzerinden-saha anketi yada araştırmaları- toplumun hassas olduğu konulara yaklaşımıyla güven kazanır.
*Bu süreçte dikkat çeken şey eğitime ayrılan bütçenin zamanla azalması, savunmaya harcanan bütçenin zamanla artması olacaktır-güçlü devletin kaynaklarını olası bir halk uyanışından korumak için-. Yeterli eğitime sahip olmayan bireylerin iş sahibi olmak ve sahip olduğu işte kalmak dışında başka birşey için kaygılanmamaları için gereken tüm önlemler alınacak-bası/yayın vs-.
* Önemli bir diğer nokta; devleti ayakta tutan kurumların olası direncidir. Toplumun büyük çoğunluğunun desteklediği reformlarda bile çalışan/işleyen bir kurumu "kapatmak" bir yönetici için hoş bir intiba olmaz. Ancak daha güçlü devletler tarafından seçilmiş ve korunmuş liderin devleti onların istediği kıvama getirmesi için bazen bu kurumların kapatılması /lağvedilmesi gerekebilir. Bu durumda yapılacak iş "kokuşturma"dır. Kurum personeli/yönetimi yetersiz kişilerden oluşturularak bir süre kurumun skandallarla ya da çuvallamalarıyla gündem oluşturmasına izin verilir.Halkın bu kurum hakkında duyduğu her yeni haber kuruma olan güveni ve ona olan ihtiyacı da azaltacağından bu haldeki bir kurumu aslında ilk baştaki halinden daha çapsız bir başka kuruma dönüştürmek-yetkilerini budamak- yada tamamen kaldırmak toplum için çok önem arzeden bir mesele olmaz. Burada dikkat edilecek şey "kokuşmanın" yayılmasını ve zamanını iyi ayarlamak olacaktır. Çünkü birileri liyaklatsiz atamalarınızı dile getirerek kurum üzerinden size sıçrayabilir. Önemli nokta skandal/çuvallama haberinden hemen sonra gerekli reaksiyonu göstermektir.
*Eğitim düzeyi istediğiniz seviyeye gelince okuyan ve araştıran kesmin toplum üzerindeki etkisi de giderek azalacaktır. Kurumların dönüşümü/kapatılmasını müteakip tek güç olan siyasetin kanadının altına gireceği devletle yakınlaşmasını sağlayacak siyasi adımlar ve diplomatik faaliyetler gerçekleştirilir. Hedefteki ülkeye ilkönce sanayi ürünleri, giyim, kültür ve en etkilisi olan basın/yayın yoluyla girilerek sempati ve ilgi oluşturulur. Ardından belirli dönemlerde planlı yada plansız gerçekleşen krizlerle eğitimsiz ve ülkesinden başka hiçbir şansı olmayan toplumun umutsuzca çare aradığı zaman gelir. Burada hedefteki devleti ucuza kapatmak isteyen güçlü devlet şartları olabildiğince katı ama kurtarıcı bir antlaşma teklif eder ve sonuç!
Yukarıdaki olay uzun ve dolambaçlı bir işgaldir. Ancak iki devlette bu günü "işbirliği/müttefiklik" günü olarak kutlayabilecek kadar elleri ve ayakkabıları temiz bir süreç geçirmişleridir.Modern toplumların işgallerini ancak iyi bir belleğe sahip araştırmacı nesiller boşa çıkarabilir. Sorulan sorulara anında cevap veren kuşaktan böyle bir çaba beklemek saçma, bunu anlayıp önleyecek nesiller doğru soruları korkmadan sorabilen kişilerden oluşmalıdır