25 Eylül 2009 Cuma

ESKİZ DEFTERİ

Burada yarım kalan ve bir türlü kurgusunu (ya teknik nedenlerden ya da imkânsızlıklardan dolayı) oluşturamadığım birkaç hikâyemi/projemi paylaşmak istiyorum. Bunlardan ikisi;


Tür: K

Bu hikâye de milattan asırlar önce dünyamıza gelen gelişmiş varlıkların dünya halkları üzerinde yaptıkları deneyler ve dünya koşullarına en el verişli canlıyı oluşturma projelerini konu alıyordu. Dünyanın bütün bölgelerine uyum gösterebilecek bu türün kontrol altında tutulması için elbette bazı açıkları olacaktı. Yapılan ilk çalışmalarda bu türün çeşitli bölgelere taşınan kolonileri o bölgede var olan mevcut halkla kıyaslandı ve Tür K olarak nitelenen bu üstün ırk projesi olumlu sonuçlar verdi ve gelişme potansiyeli yüksek olan insan soyunun her koşulda hayatta kalması garantilendi.

Fakat üretilen üstün ırkın açıkları gücünün önüne geçti. Yarattıkları türü savunmak yerine doğal seleksiyona uğramaya bırakan bu canlıları şaşırtan bir gelişme odlu ve Tür K emsali görülmemiş bir mücadele sonucu varlığını sürdürmeyi başardı.

Nuh'un Çırağı

Bu hikâye de ise genç tamamen kapitalizme teslim bir düzene karşı fakirlerin tek tesellisinin ve silahının maneviyat odluğunu bunu da bu düzende saygın bir yer edinince çabucak terk ettiklerini kendi babasından biliyordu. Galata'da kaldığı tek göz odasında gitarı ve içki şişeleri dışında çıkan tek ses bardan getirdiği sarhoş kızlara aitti. Gencin tek saf bağı müziğe olan bağıydı. Geceleri çaldığı Tersane Bar da bütün insanları tanımaya yetecek kadar çok şey gördüğüne inanır. Ona göre çaldığı bara manen ya da madden sıfıra ulaşmış insanlar gelmektedir. Onarın bitik hayatı iyi şarkılar ve içkilerle teselli bulmaktadır. Bir gün rüyasında o güne dek duyduğu en iyi müziği dinlediğini görür. Uyandığında bu müziğin ancak bir kısmını hatırladığını fark eder ve üzülür. Unuttuğu kısmı hatırlamaya çalışmaktan vazgeçer ve bundan sonarsını kendi tamamlar. Oluşturduğu müziğe söz yazmaz ve ilk kez kendi barında çaldığında bir kaç kişi dışında kimse tarafından beğenilmez. Bu şarkıyı gittiği her yerde çalar ama çoğunluk şarkıyı berbat olarak nitelendirir. Şarkısının iyi olduğuna inan bu genç her fırsatta şarkısını çalmayı sürdürür. Şarkıyı çok beğenen başarısız bir organizatör kendine biçtiği son şans olan organizasyonda bu gencin şarkısını kullanarak tanıtım yapar. Çiftlere özel bir gecede tekne ile denize açılacaklar ve canlı müzik eşliğinde aşk dolu bir gece geçireceklerdir. Çılgın partilere kıyasla çok amatör kalan bu son projeyle organizatörün iç dünyasının saflığına inanan genç gecede çalmayı kabul eder. Gece sonunda orda bulunanları bu geceye katılmaya ikna eden o şarkıyı çalmaya başlar genç. Şarkı bitip gencin gitarının son teli sustuğunda bir uğultu başlar ve karşılarındaki ışıkların titreştiğini görürler. Bu titremeleri sönmeler ve yıkımlar izler. Birkaç dakika içinde kıyılar karanlığa gömülür ve deniz şahlanır. Denizle uzun bir mücadele sonunda karaya ayak bastıklarında şiddetli depremin yarattığı etkiyi anlarlar.

1 yorum:

  1. Tür: K bana Terminatör serisini andırdı..
    Nuh'un Çırağı, ilk duyduğuma göre değiştirmişsin.. Sanki ilki daha iyiydi.. Belki ilkler unutulmaz o yüzdendir yada bana yattığım yerden kolay geliyor :)

    YanıtlaSil