10 Aralık 2013 Salı

Sevmek

Rüyamda görmüştüm onu. Hasta olduğunu biliyor, peşi sıra ağlayarak diretiyordum;
-Paşam n'olur dinlenin. Sağlığınız herşeyden önemli... Lütfen, hayatınız tehlikede...
O gayet şık bir takımın içinde beyaz, solgun yüzünde masmavi gözleri ve altın rengi saçlarıyla beklemekte olan arabasına doğru ilerledi, arabanın kapısında bana doğru döndü. Gözlerinde "Beni hiç tanımamışsınız.." bakışı vardı.;
-Eğer bu uğurda harcanmayacaksa, ömür dediğin neye yarar?
Arabasına bindi, ben dizlerim üzerine çöktüm ve ağlıyordum...


Gözlerimi açtığımda yastığım göz yaşlarımla ıslanmış ve gözlerimden hala yaşlar akmaktaydı. Bu rüyadan evvel bir kez daha böyle birşey yaşamıştım, bu kadar güçlü ve bu kadar etkili olan başka bir rüya daha.. Bu, öyle bir sevgi işte.

Hiç kitap okumadan ve okullarda hakkında anlatılan her şeyi bir kenara bırakarak bir kez daha baktığım da bu sevginin kaynağını görüyorum;

Ülkelerinden yalan vaatlerle topraklarımıza gönderilen Anzak askerilerinin kederli ailelerine sesleniyor "Bu topraklarda yattıkları müddetçe onlar bizim evlatlarımızdır diyor. Kin tutmayan, zalimle mazlumu ayıran o tavrını seviyorum.

İzmiri yakıp yıkan Yunan milletinin bayrağı ayakları altına serildiğinde, çevresindeki coşkuyla bir yunan generali bile kendi bayrağına basabilecek kadar galeyana gelebilecekken "Bayrak bir milletin namusudur, çiğnenmez" diyerek bayrağı toplatan o adaletini, merhametini, insana saygısını seviyorum.

Herşeyi bildiğini idda etmiyor, bunu karşısındaki insanı dinleyişinden anlıyorum. Gözleri dimdik gözleirnin içine bakıyor karısındaki konuşurken. Sınıfın birine giriveriyor, ayağa kalkan öğretmen ve öğrencilere "Sınıfta cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir" diyor... Kibirsizliğini, emeğe saygısını seviyorum...

Dağıtılmış bir millet iradesine Ankara'da tekrar yol gösterirken verilen her kararı uygulamayı görev bilen hizmetkarlığını seviyorum. Kendisi, yakınları için değil... Millete ne gerekiyorsa onu yapmayı ilke edinen adaletini seviyorum. 


Bir iki kez gazete çıkarmaya çalışıyor, başaramıyor tüm parasını kaybediyor... Ticarete ve paraya ilgisizliğini seviyorum. Bunu gülerek anlatıyor, kendine gülmesini seviyorum...


Çankayada kapısının önünde nöbet tutan askerin yanına inip konuşuyor arkadaşı gibi. Kendini bir devletin sahibi gibi görmüyor, kapısında bekleyenler kulları değil... O sıcak muhabbette bunu kelimesi kelimesine işliyor askerin beynine.. Bu samimiyetini seviyorum.

Ben onun gibi bir lider göremeden öleceğime üzülüyorum, ülke kurmak, sulh sağlamak, savaş kazanmak  onun diğer meziyetleri... Ben onun insanlığını seviyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder