24 Eylül 2013 Salı

Birşeyler Değişir..

Bir kafa çapında kalıyor hayat
biraz yaşlanmaya başlayınca
içine sıkıştırınca bir kaç eşya
ve yeterince çokluk
eskiden kalan hatıralar kapı önüne konuyor
yeni bir resmin heyecanıyla fırlattığın bir an
karşına bambaşka bir yerde çıkıyor
kırık bir çay tabağı bir çaydan fazlasını taşıyor
senin için yazıldı sandığın senaryoyu
aynı gökyüzü altında başkaları da oynuyor..

Bir kafa çapında herşeyin,
gerisini çoktan kaybettin
şimdi hangi şehrin sokaklarını süslüyor adımların
vapurun yanağındaki huzuru kime kaptırdın
kim senin yürüdüğün koridorlarda 
bitmeyecek sandığı bir rüyayı yaşıyor..


Öyle ya, sen de başkalarından almıştın bu emaneti
Hiç sımsıkı sarılmadın, hiçbiri sana ait değildi..
Bir çocuk sürüsü gibi gelip geçtiler bahçenden..
geride talan edilmiş bir elma ağacı
şen kahkahalar
kanayan bir dizin yara kabuğu
burukluk
ve beklemek kalıyor
Belki diyorsun,
kapı çalar da birgün
geri döner birisi
Belki..


4 Eylül 2013 Çarşamba

Burada

Senin için doğmuyor güneş, bunu bilerek uyanıyorsun
Ağaçlar, gökyüzü, toprak..
Sen varsın diye böyle güzel değiller.
Yağmurun bereketi de
kar tanesinin zerafetide seni etkilemek için değil..
kendi elinle saksıya koyduğun çiçek bile
senin için dönmüyor güneşe.

Yani sıradan bir günde
saat öğleyi bulmadan baktığın herşey
bir hiç olduğunu söylüyor kendince


Teselliyi kendin gibi aciz insanlarda arıyorsun
Güneşle, bulutla, kızıl bir elmayla yarıştıramadığını
adıyorsun, kendini paylaşıyorsun.

Yüzünü avuçluyor bir gün biri,
dalından kopmaya hazır bir çiçek gibi
boynunu ellerine uzatıyorsun


Netekim zaman gibi geçip gidiyor..
Hayatın boyunca her gün,
koca dünyanın öğretmediği şeyi
sana bir çift el öğretiyor..
bu beklentisiz teslimiyetten
sana kalan bir tırnak izi bile yok..

Bir hiç olduğunu bildiğin sürece
kalabalık kaldırımlarda
geceleyin ışığı açık bir odada
sana ait bir telefonun yanı başında olmak
anlamsız değil mi?