27 Haziran 2020 Cumartesi

Kalbimde

Yürüyorum, ayaklarımda dar ayakkabılarla...
Kuru, çorak bir toprakta
Boynumda kravatım
beyaz bir gömlek
gri ceketimle...

Yorgun muyum?Hayır..
Bu güneşin de üstümde yok etkisi.
Bu yolun mutlu bir tınısı var,
yazın oyundan eve döner gibi
ama topum kolumun altında
ve doymuşum oynamaya.

Ev? Yatağım, çay fincanım, masa...
yola bakan bir pencere, araba sesleri..
Hayır, ev sevdiğim yemek kokusu,
sofrada çatal bıçak sesleri...
Yorgun bir anne, açılan kapıya heyecanla bakan
minik gözler...


Yürüyorum, yorgun değilim...
Kravatımı, ceketimi...
Dar ayakkabılarımı çıkarıp da gireceğim eve
Yorgun bir kadın, sevdiğim yemek...
Hep anahtarlarımı yokladığım cebime bakmayacağım
Anahtarlarım yok aklımda bile..
Çünkü o kadın evde, beklemekte...
Hep oradaydı, hep beklerdi de neden şimdi?
Şimdi sen varsın o evde, biliyorum.
Sen varken gitmez bir yere...
Sen varken,
Ben yorulmam asla.

2 Mart 2020 Pazartesi

Boşluk

Tüy kadar ağır omuzlarım..
Kuşlar nasıl ölür, gördükten sonra..

En ufak hareketten bile korkarak geçen kısa ömrün
Korkusuz, ağlamasız, sızlanmasız düşüşü...
Nasıl böyle sessiz, çareler peşine düşmeden..
En küçük umuda minnetle bakmadan kabullenilir,bilmiyorum.

Ne dualar, ne yakarışlar var geçmişimde benim.
Hiç değilse, açılacak bir yaradan önce
acıklı bakışlarım bile yeter bu sondan utanmaya.

Bu yüzden bir kuş tüyü kadar ağır omuzlarım,
baktıkça ezilirim
Dayanamam
gözlerim dolar...