hem korkuyor hem delice merak ediyordu
-Neden durmuyorlar ki?
bir martı çığlığı duydu, gözleri gökyüzüne kaydı
öyle ya, ne duruyor ki olduğu yerde..
Taşını bütün sıkıntısıyla denizin üzerinde sektirdi
taş da, bu merak da yavaş yavaş dibe indi
Onu gördüğüm zaman bir an durdum, gerçekten durdum..
Bildiğim herşeyi bir anda anlatmak,
dibe vuran merakı çıkartıp başına atmak istedim
göz göze geldik, bana bir anlık fırsat verdi sadece..
-Evrendeki herşey uzaklaşıyor birbirinden
diyebildim..
Ceplerinden gelen taş sesleriyle yürüdü gitti yanımdan..
O benim herşeyimdi, kelimelerimin bittiği yerde çıktı karşıma..
geriye dönüp bakmasını, merak ettiği herşeyi sormasını bekledim
yapmadı...
Akşam güneşi denizi tutuşturmuştu,
belki ısınırım diye iyice yanaştım.
belki ısınırım diye iyice yanaştım.
Çocukluğumun güneşli bir gününe götürdü beni bu Nisan
araya yollar giren ilk dostluk bitişinde
beni bir nebze avutan bir deniz kenarı gezintisindeydim
Yolların, yılların ve fikirlerin iki kafada uzaklaştırdığı nice dostluk..
ve ben kendimi teselli ederken
yaşını bile bilmediğim evrenden bahsediyorum
"Her şey uzaklaşıyor!"
İşte bu yüzden en iyi şeyi öğretiyor bana o çocuk
yıllar sonra bakarda anlarım diyerek belki..
yıllar sonra bakarda anlarım diyerek belki..
Bitip giden her dostluğun ardından cebinde bir avuç anı
yerli yersiz şıngırdıyor.
Tıpkı, bu güneşli gün gibi..
Tıpkı, bu güneşli gün gibi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder