Her eşiğin başında görüyor, inatla yürüyorsunuz..
Bir avcun içinde titreşen gözyaşlarını tutuyorlar
sıkılan yumruk sanmayın sakın..
Merhametinizi kitlediğiniz zindanlar çok mu derin?
kırılmış kapıların sökük kilitlerinde
geride kalanların tutuk dillerinde
ve boylu boyunca bir çaresizlik evlerinde
duvarlara saçılmış bu çığlık sizin izleriniz
Havayı, suyu, umudu ve huzuru ipotekte tutmuş
Korkuların pençelediği ciğerlere
kor bir demir saplar gibi ah yüklüyor kibir.
Yüzyıllarca üstüne dökülen nice betona rağmen
bereketli bir özden fidelenen filize zulmetmek niye?
Ufku, güneşi, denizi ve karayı zaptedipte
Bana "yaşa" deme, bu zulümdür..
Bırak canımın emaneti verende kalsın
Sana baktığımda bir insan göreyim benim gibi aciz
Ellerinde tuttuğun zincirin şakırtısı,
Karışmasın benim sessiz zikrime..
Bu avucun içinde de saklı gözyaşları var...
Yumruk değil, boşuna öfkelenme.
Derdine düştüğüm şey bir nefes fazlası değil
Ufuğa boylu boyunca
en saf haliyle uzanmış
şu huzuru tadabilsem
ve görebilsem
Bir ademin ruhunda
gün gibi aydın bir vicdanı
bana yeter..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder