Şimdi yepyeni şeyler görüyor insanlar. Çok vurgu yapılanların dışında; para geçersiz kılınıyor, yardım etmek için çıkar beklemiyorlar, üstlerine vazife alıyorlar ve çoğunluğu sadece zekasıyla bir çok taşı çatlatıyor. Bu önemli, çünkü özgürlüğe giden yolun anahtarı bu.
Eskilerden aldıkları çarpık çurpuk şeyleri yeni ve sağlam bir şekilde teslim etme niyetindeler kendilerinden sonrakilere. Hatta vakti zamanında hevesini alamamış birçok ihtiyarda bu güzel anı keyifle yaşamakta. Gençlerden hediye...
Bundan sonra ne olur? E tabi dünyayı değiştirecek şeyler değil. Ancak hala bir kesimin kullanmakla gurur duyduğu "korku" ögesine karşı cesur bir neslin varlığına şahit olduk, daha ne olsun? Eli sopalı, döner bıçaklı, silahlı delikanlı gücü satranç tahtasına davet ediyorlar ve hamle yapmaya mecal vermedin mat ediyorlar. Bu yönüyle şiddetsiz ifade özgürlüğü doğuyor bu insanların ellerinde. Bir zamanlar alışık olduğumuz yöneticileri eleştirebilme özgürlüğü yeniden geliyor, millet bin bir etiketle yaftalanmadan düşüncesini söyleyebiliyor... Bundan sonrası işte bu koşulları ne kadar istediğimize bağlı ve tabi korkumuza..
Farklı renkler bir araya gelip bir şarkı söylüyor ve bu şarkıyı yıllar sonra dinlediklerinde ellerinden geleni yaptıkları için içleri rahat olacak.. Belki o şarkıdaki gibi içlerinden geçirecekler;
"Ah ne kahraman ne cesur, ne güzel çocuklardık
Her yeni günü ümitle nasıl kucaklardık
Ah kaldırımlar biliyor, bir devir muhteşmdik
Güz güneşinden hüzünlü, ilk yazdan şendik!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder