25 Ocak 2014 Cumartesi

Ceket

Şapka, yaka ve ceket...

Tarihte bilgin, bilge olarak tasvir edilen kahramanların ak sakallarını bütünleyen şapkaları vardır. Şapkayı önüne koyup düşünmek deyiminden anlaşıldığı üzre düşündürme gibi bir özelliği de var bu cismin. Şapkayı takan insan bu bilginin açık, saf ve tarafsız yolunda ısrarla yürüme sevdasına düşer ve bu durum neticesinde bertaraf edilirse şapka takıldığı o başı götürme kudretine de sahiptir. Şapka takanlar, şapkanın hakkını veriyorsa ömrü kısa oluyor maalesef.


İnsanda bir meyve gibi taşınan başı hayat kaynağı olan vücuda bağlayan dal boyundur. Bu nedenledir ki kişinin başının -yani meyvesinin- zehirli olduğunu düşünen yetki sahipleri başı bedenden ayırmak için boyundan müdahale ederler. Bir kişinin düşüncelerinin doğruluğu ve tartışılmazlığı arttıkça gücü de artar, gücün arttığını boynu kapatan yakadan anlarız. Yani yaka dikleştikçe kişinin fikirlerini tartışmak, ona karşı durmak güçleşir. Nitekim günümüzde adaleti tecelli ettiren hakimlerde ve din adamlarında bu görülmektedir. Bazı kimseler bu gücün getireceği kibirden korkup yakasız kıyafetler giyerek kendilerinin asla kesin doğruyu bilemeyeceğini, gerçek doğrunun sadece Rab tarafından  bilineceğini düşünürler. Yaka, şapkanın yaptığı gibi kapattığı boynu götürmez ama kalple beyin arasındaki damarı sıkıp bağı koparırsa kendince mantıklı ancak vicdandan yoksun kararlar vermeye sebep olabilir.


Bilgi veya yargının etkisi onu ifade eden sesin gürlüğüne bağlıdır. Sesin gür çıkması sağlam bir ciğere delalettir, sağlam ciğerse bedenin sağlıklı olması ile mümkündür. Genelde yargı ve bilgi sahipleri yalnız kalırlar ve yalnızlık soğuktur ki bu soğuğa herkes dayanamaz. Soğuk hem parazitlerin üremesini engeller hem de aşırıya kaçtığında yeni fikirlerin filizlerini dondurur. Bu tabi ki iyi birşey değildir, dengede tutulması gerekir. İnsanı soğuktan koruyan şey cekettir. Ceket insanın öz güvenidir, onu sıcak ve sağlıklı tutar. Ceket kalınlaştıkça insan ısınır, terler ve serinlemek için dahada yalnızlaşıncaya kadar etrafındaki herşeyi kırıp döker. Öz güveni  kalınlaşan insanlar eleştirileri, soğuklukları , kırgınlıkları ve hassasiyetleri duymaz, hissetmezler. Kendi fikir ve kararlarına o kadar bağlıdırlar ki en sonunda varolmak için diğerlerine ihtiyaç olmadığını,diğerlerinin ona muhtaç olduğunu düşünürler. Bu nedenle eşiyle kavga eden erkek "ceketimi alır giderim" diyebilirken devleti yönetenler "ceketini koysa kazanacağı" insanların varlığına inanır.

Biz sıradan insanların şapka ve dik yakayla  pek bağı olmadığını varsayarsak bizi bizden edecek tek şeyin ceket olduğunu görürüz. Bu ceketi Kul Ahmet gibi yeri geldiğinde toprağa göndermeyi öğrenebilirsek ne ala, aksi takdirde ceketin kolları uzayıp bizi sarı verir. E hiçbir bilgi ve kendi vicdanını dayanak alan kararı olmayan böylesine öz güven sahibi insana da deli denir.

Hiç yorum yok: