ismine sıçrayıp boyadı is karasına bir kaç zamanı
keşke yakılmak çözüm olsaydı
ruhunu hapisten kurtarmak isteyen nicesi,
medet umduğun şu ılık rüzgarda savruluyor..
Neyi değiştirmeye çalıştıysa onun etrafında dönüp duruyor
koparıp vermek istediğin elmaların sen tarafı hep yeşil
bunca itilmişliğin arasında bulduğun tek tepe, sözlerinin üstü..
kibritten bir ev gibi hep infilakını planladığın kaleni barındırıyor
Ayaklarındaki toprak, gözlerindeki yaş ve ellerindeki ter..
seni haklı çıkarmaya yetmiyor, korkuyorsun..
bir kağıttan intikam alır mı insan?
onu niçin yakıyorsun?
niçin asık bir surat? neden dağınık saçların?
Yaşamayı layıkıyla beceremeyenlere lanetini az mı dinledim?
Bunu ustalık sanıyorsan yanılıyorsun
Koynuna sıkıştırdığın kitabın kahramanları, hep seni kendine benzeten
kabirlerinden söküp söküp diktiğin için her biri düşmanın
Sen yürüdüğün adımları birer, üçer, beşer atlarken
bunca hatana rağmen çürük köprün gıcırdayarak direniyor
sen o köprünün başında bekleyen adama Şapka diyorsun
gölgesi seni rahatlatıyor..
Derken uyanıyor bunca felaketin içinden adam,
onu bu kabusa iten sesin yumuşak karnında..
Hiçbirşey yapması gerekmiyor, hiçbirşey olmaya devam etmek için
Şarkının son istasyonunda, tabelayı düzeltiyor
"Herkes için herşey olduğum yer burası"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder